Fosil yakıtlar, oluşması çok uzun süren fosilleşmiş bitki ve hayvanlardan elde edilmektedir. Üretim ve kullanım aşamalarındaki sebep oldukları emisyonlar sebebiyle yenilenebilir enerji kaynaklarına kıyasla çevresel etkileri çok daha yüksektir. Ayrıca, canlı organizmaların kalıntıları olmaları sebebiyle karbon içerikleri yoğundur.
Fosil yakıtlar nelerdir, örnekleri ve kullanım alanları hakkındaki detaylar ve kullanımı ve çıkarılması sonucunda ne gibi zararları vardır sorularının cevaplarını bu yazımızda bulabilirsiniz.
Fosil Yakıtlar Nelerdir?
Ölen canlı organizmaların milyonlarca yıl boyunca çözülmesi sonucunda oluşan fosil yakıtlar, yüksek miktarda hidrokarbon ve karbon içermektedir. Enerji ihtiyacının karşılaşılması amacıyla yakılarak kullanılan bu yakıtlar, oluşması için gereken uzun süreç sebebiyle yenilenemeyen kaynaklar olarak sınıflandırılmaktadır. Bu yakıtlar, enerji üretiminin büyük bir çoğunluğunu oluşturmaktadır.
Enerji üretiminin yanı sıra, petrol bazlı olan plastik ürünlerle de günümüzde sıklıkla karşılaşmaktayız. Bu ürünler, çevre kirliliğinin giderek artmasına ve canlıların yaşam alanlarının zarar görmesine sebep olmaktadır. Gelecek nesillerin de ihtiyaçlarını karşılayabilmesini sağlayan sürdürülebilir uygulamalara geçiş sürecinde fosil yakıtların kullanımının azaltılması gerekmektedir.
Fosil yakıtların başlıcaları arasında petrol, kömür ve doğal gaz yer almaktadır. Gelin, bu yakıt türlerini daha yakından tanıyalım.
Fosil Yakıt Örnekleri Nelerdir?
Fosil yakıtlar; petrol, kömür ve doğal gaz olmak üzere 3’e ayrılmaktadır. Bu yakıtların kullanımı sonucunda atmosfere, insan sağlığını tehdit eden ve küresel ısınmaya yol açan emisyonlar salınmaktadır.
Fosil yakıtların örneklerini inceleyerek bu yakıt türünü daha yakından tanıyalım. Bu sayede, çevresel etkilerinin neden bu kadar yüksek olduğu ve bu alanda ne gibi önlemler alınabileceği daha iyi anlaşılmış olacaktır.
Petrol
Petrol, genellikle ulaşım sektöründe kullanılan benzin gibi bir yakıt olarak bilinmektedir. Aslında petrol kelimesi, yer altından çıkarılan bir fosil yakıt türü olan ham petrolü ifade etmek için kullanılmaktadır.
Petrol’ün yer altından çıkarıldıktan sonra işlenmek üzere taşınması gerekir. Kullanım amacına göre işlendikten sonra yakıt olarak veya ham madde olarak değerlendirilir.
Kömür
Katı halde bulunan kömürün asıl bileşeni karbondur ve değişken miktarda hidrojen, kükürt, oksijen ve azot içerir. Antrasit, taş kömürü, linyit ve turba olmak üzere 4 çeşit kömür bulunmaktadır.
Açık kömür madenciliği ve yeraltı madenciliği olmak üzere 2 farklı şekilde çıkarılabilen bir fosil yakıt türüdür. Aynı zamanda, karbon yoğunluğu en fazla olan fosil yakıt çeşididir ve bu sebeple çevresel etkisi de çok yüksektir.
Doğal Gaz
İsminde “doğal” geçse de bir fosil yakıt türü olan doğal gaz, organik madde kalıntılarının yeryüzü altında uzun bir süre sonucunda kimyasal olarak ayrışması ile oluşmaktadır. Aslında bir petrol türevidir. Kimyasal ayrışma sürecinin nasıl şekillendiği ortaya çıkan kaynağın petrol, kömür veya doğal gaz olup olmamasını belirlemektedir.
Doğal gazın bileşenleri arasında; metan (CH4), etan (C2H6), propan (C3H8), bütan (C4H10) gazları yer almaktadır. Genellikle boru hatları ile taşınan doğal gaz, aynı zamanda sıvılaştırılarak basınçlı tanklarda da taşınabilmektedir.
Fosil Yakıtların Kullanım Alanları Nelerdir?
Fosil yakıt türlerini de incelediğimize göre, hangi alanlarda kullanıldıklarına göz atma zamanı geldi demektir.
Fosil yakıtların kullanım alanlarına örnekler aşağıda sıralanmıştır:
- Evlerde veya Sanayide Elektrik Üretiminde Kullanılması
- Endüstriyel Süreçlerde Ham Madde Olarak Kullanılması
- Ulaşım Faaliyetlerinde Yakıt Olarak Kullanılması
Enerji ihtiyacının sürekli olarak artması, bu yakıtların bir an önce alternatif ve daha temiz olan kaynaklarla değiştirmesini gerektirmektedir.
Fosil yakıtlar, Sanayi Devrimi sonrasında her geçen gün giderek daha fazla kullanılmaya başlanmıştır. Kullanım alanlarının geniş olması, bu yakıtların potansiyel zararlarını tüm canlılar için daha da tehlikeli yapmaktadır.
Tükenebilir olan bu yakıtların ne gibi zararları var daha yakından inceleyelim.
Fosil Yakıtların Zararları Nelerdir?
Fosil yakıtlar hem elde edilmeleri hem de kullanılmaları sırasında doğal düzeni ve insan sağlığını yakından etkileyen birçok zarara sebep olmaktadır. Bu yakıt türünün kullanımının azaltılması ve böylece zararların en aza indirilmesi için öncelikle risk alanların belirlenmesi gerekmektedir.
Sürdürülebilir bir geleceğe ulaşılmasını engelleyen fosil yakıtların zararları aşağıda listelenmiştir:
- Arazi Bozulmaları
- Hava Kirliliği
- Küresel Isınma
- Su Kirliliği
- Okyanusların Asitlenmesi
- Asit Yağmurları
- Sağlığa Olumsuz Etkiler
Bu zararlar göz önüne alındığında, eğer önlem alınmazsa geri dönüşü olmayan zararlar ortaya çıkabilir.
Arazi Bozulmaları
Petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtların çıkarılması ve işlenmesi sonucunda arazi bozulmaları meydana gelmektedir. Bozulan araziler, canlıların yaşama düzenlerinin doğal olmayan bir şekilde değişmesine ve ekosistemin zarar görmesine sebep olmaktadır. Kullanımı sırasında emisyon salımına sebep olan ve çevreye zarar veren bu yakıtlar, yer altından çıkarılma sürecinde de çevreye zarar verilmesine sebep olmaktadır.
Fosil yakıtların elde edilmesi sonucunda ortaya çıkan çevresel zararlara örnek olarak petrol çıkarmak için inşa edilen kuyular ve taşıma amacı için inşa edilen borular verilebilir. Sonuç olarak, bölgedeki canlıların yaşam alanları zarar görmekte ve biyoçeşitlilik büyük bir risk ile karşılaşmaktadır.
Hava Kirliliği
Enerji ihtiyacını gidermek için tercih edilen fosil yakıtlar, elde edilmeleri ve kullanılmaları sırasında havayı kirletirler. Aynı zamanda, sağlığa zararlı olan gazların atmosfere salınmasına sebep olurlar ve kanser gibi birçok hastalığa da yol açarlar. Üretim aşamasında bile hava kirliliğine sebep olan bu yakıtlar, ilgili alanlarda çalışanların ve mesleği gereği yakın temas sağlayanların sağlığını tehdit etmektedir.
Fosil yakıtların yanması sonucunda ortaya çıkan emisyonlar arasında karbon emisyonu dışında sağlığa zararlı başka emisyonlar da yer almaktadır. Özellikle ulaşım faaliyetleri sırasında fosil yakıt kullanımından kaynaklanan karbondioksit ve nitrojen oksit gibi gazlar insan sağlığına zararlıdır.
Küresel Isınma
Fosil yakıtların sebep olduğu emisyonlar, hava kirliliğine ek olarak sera etkisini de tetiklemekte ve sonuç olarak küresel ısınmayı artırmaktadır. Küresel ısınma sonucunda ortaya çıkan iklim değişikliği, gezegenimizin doğal düzeninde geri dönüşü çok zor olan değişimlere sebep olmaktadır.
IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change) raporuna göre, fosil yakıt bazlı emisyonların iklim krizi ile mücadele kapsamında bir an önce azaltılması gerekmektedir.
Su Kirliliği
Fosil yakıtların zararları arasında yer altı suları dahil olmak üzere su kaynaklarının kirlenmesi de yer almaktadır. Bu yakıtların çıkarılması sırasında ağır metal ve radyoaktif madde içeren atık sular ortaya çıkmaktadır.
Atık yönetimi konusunda başarısız olunduğu takdirde yerel halk başta olmak üzere çevreye çok büyük zararlar verilebilmektedir. Bu zararlar arasında birçok canlının yaşam alanının zarar görmesi ve kanser gibi hastalıklara sebep olma yer almaktadır. Bu sebeple, ilgili atık suların temiz su kaynaklarına karışmasını önlemek için tüm önlemlerin alınması gerekmektedir.
Okyanusların Asitlenmesi
Fosil yakıtların doğal düzene etkileri arasında okyanusların asit seviyesinin değişmesi de yer almaktadır. Bu değişim, okyanuslardaki biyoçeşitliliğin zarar görmesine sebep olur. Besin zincirindeki doğal olmayan değişimler doğal dengenin bozulması ve birçok canlı türünün yok olma tehlikesi ile karşılaşması anlamına gelmektedir.
Antropojenik sera gazı emisyonlarında meydana gelen artış sonucunda bozulan karbon döngüsü, gezegenimizin büyük bir bölümünü oluşturan okyanusları da etkilemektedir. Karbondioksit emisyonu sonucunda meydana gelen okyanusların asidifikasyonu biyolojik çeşitliliğin korunmasını zorlaştırmaktadır.
Asit Yağmurları
Asit yağmurlarının oluşumu, yakıt kullanımı sonucunda ortaya çıkan hava kirliliği ve su kaynaklarının kirlenmesi ile yakından ilgilidir. Yandığında karbondioksit, kükürt dioksit ve azot dioksit gibi zararlı gazların salımına sebep olan fosil yakıtlar, asit yağmurlarının miktarında artışa yol açmaktadır.
Asit yağmurları, topraktaki asit miktarının artmasına ve tatlı su kaynaklarının kimyasal dengesinin bozulmasına sebep olmaktadır. Bu da doğal yaşamın insan faaliyetleri sonucunda tehdit edilmesine örnek olarak verilebilmektedir.
Sağlığa Olumsuz Etkiler
Fosil yakıtların yer altından çıkarılması ve yanması sonucu oluşan emisyonların insan sağlığına olumsuz etkilerinden zaten bahsettik. Tekrar vurgulamak gerekirse, hava kirliliği ve doğal dengenin bozulması başta olmak üzere, insan sağlığı çok büyük bir risk ile karşı karşıyadır. Bu risklerin azaltılması için fosil yakıt kullanımın azaltılması ve alternatif kaynaklara geçiş sağlanması gerekmektedir.
Fosil Yakıtlara Alternatif: Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Fosil yakıtlar yerine kullanabilecek ve çevresel etkinin azaltılmasını sağlayacak başka enerji kaynakları da vardır. Bu kaynaklar, doğada kendi kendine yenilenebilir olma özellikleri sayesinde yenilenebilir veya tükenmeyen enerji kaynakları olarak da adlandırılmaktadırlar.
Bu kaynakların kullanımı, yukarıda detaylı bir şekilde sıralanan zararların engellenmesini kolaylaştırmaktadır. Fosil yakıtlarla kıyaslandığında çok daha hızlı bir şekilde doğada yenilenen yenilenebilir enerji kaynakları, üretimleri ve kullanımları ile ilgili aşamalarda da daha temiz bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır.
Unutmamak gerekir ki, yenilenebilir enerji kaynaklarının düzensin kullanımı da bazı riskleri beraberinde getirmektedir. Doğal kaynakların kendini yenileme özelliğine zarar vermek sadece günümüzü değil, geleceğimizi de tehdit etmektedir.
Yenilenebilir enerji kaynakları örnekleri aşağıda listelenmiştir:
- Güneş Enerjisi
- Rüzgâr Enerjisi
- Biyokütle Enerjisi
- Jeotermal Enerji
- Hidroelektrik Enerji
- Dalga Enerjisi