Sürdürülebilir finans; finansal sistemin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerini kapsayacak bir şekilde geliştirilmesi amacıyla kullanılan bir kavram. Finansman sağlanırken bu kriterlerin göz önünde bulundurulması, sürdürülebilir bir şekilde kaynak sağlandığı anlamına gelmektedir. Böylece, daha sorumlu bir finansal sistem oluşturularak sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş yapmak amaçlanıyor.
Sürdürülebilir finans sayesinde Birleşmiş Milletler tarafından ortaya konulan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SKA) ulaşabilmek için gerekli kaynaklar sağlanmaktadır. Tüm sektörleri kapsayan bir şekilde gelişen bankacılık ve yatırım süreçleri, yeşil ve döngüsel bir ekonomiye geçişte önemli bir yere sahip.
Sürdürülebilir finans alanında geliştirilen ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) kriterleri ile yatırımların ve kredilerin, risk ve fırsatları en kapsamlı şekilde gözeterek hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. İklim krizi odaklı riskler sonucunda değişen ticari dinamiklere uyum sağlayabilmek, ESG kriterlerine önem veren bir risk yönetimi ile mümkün olmaktadır.
Sürdürülebilir finans, AB Taksonomisi, yeşil finans ve ESG kriterleri hakkında bilgi almak için okumaya devam edebilirsiniz.
Sürdürülebilir Finans Nedir?
Sürdürülebilir finans; çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerinin finansman tedarik süreçlerini yönlendirdiği durumları tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Yatırımların sürdürülebilirlik performansı çerçevesinde şekillenmesi sürdürülebilir finans uygulamalarını ortaya çıkarmaktadır.
Sürdürülebilir finans sayesinde çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarındaki risk ve fırsatlar yatırım yönetim süreçlerine entegre edilmektedir. Bu çerçevede, kalkınma ve ekonomik gelişme ile toplumsal fayda arasında bir bağlantı kurulmuş olmaktadır.
Avrupa Komisyonu tarafından 2018 yılında hazırlanan aksiyon planı ile finansal sistemin sürdürülebilirlikle bağlantılı bir şekilde gelişmesi için çalışmalara başlanmıştır. Bu kapsamda, 2019 yılında oluşturulan International Platform on Sustainable Finance (IPSF) ile sürdürülebilir finans alanında en iyi pratikleri belirleyip uluslararası iş birliğinin sağlanması amaçlanmıştır.
Sürdürülebilir finans alanındaki gelişmeleri takiben oluşturulan AB Taksonomisi, hangi yatırımların sürdürülebilir olarak nitelendirilebileceği konusunda bir sınıflandırma sistemi sunmaktadır.
Sürdürülebilir Finans ve AB Taksonomisi
Sürdürülebilir yatırımları yaygınlaştırma amacıyla Avrupa Birliği (AB) tarafından 2020 yılında kabul edilen “the EU Taxonomy Regulation” (AB Taksonomisi), ekonomik faaliyetlerin yeşil olarak sınıflandırılmasına olanak sağlamaktadır. AB Taksonomisi, hangi finansal faaliyetlerin yeşil olarak değerlendirilebileceği çerçevesinde yol gösterici bir niteliğe sahiptir. Taksonomi sayesinde yeşil ve sürdürülebilir faaliyetler greenwashing (yeşil boyama) riski olmadan yatırımcıların ilgisine sunulmaktadır.
Sürdürülebilir finansman alanında yatırımlara bir çerçeve sunulması uzun vadede çevreye zarar vermeden kalkınma hedefine ulaşılmasına destek olmaktadır.
Taksonomi, yani AB tarafından hazırlanan sınıflandırma yöntemi kapsamında 6 tane kriter bulunmaktadır:
- İklim değişikliği ile mücadele.
- İklim değişikline adaptasyon sağlama.
- Su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir şekilde kullanılması.
- Döngüsel ekonomiye geçişin sağlanması.
- Kirliliğin kontrol altında tutulması ve önlenmesi.
- Biyoçeşitlilik ve ekosistemlerin korunması ve restorasyonunun sağlanması.
AB Taksonomisine göre ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilir olarak tanımlanması için bazı gereklilikler vardır:
- Yukarıdaki kriterlerden bir veya daha fazlasına önemli ölçüde katkıda bulunmak.
- Yukarıdaki kriterlerden herhangi biri kapsamında zarar oluşturmamak.
- Asgari güvenlik önlemlerini almak.
Sürdürülebilir ve Yeşil Finans
Sürdürülebilir finans, yeşil finansmandan farklı olarak sosyal ve yönetişim boyutlarını ve bu boyutlardaki riskleri de içerir. Daha kapsayıcı yapısıyla uzun vadede sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması amaçlanır.
Sürdürülebilir finanstan farklılaşan yeşil finans, çevresel anlamda pozitifi bir etki bırakma amacıyla oluşturulan finansal aktiviteleri ifade etmektedir. Bu aktiviteler arasında yatırımlar, tahviller ve kredi mekanizmaları yer almaktadır.
Yeşil finansmanın kapsadığı alanlar arasında:
- Yenilenebilir enerji,
- Enerji verimliliği,
- Biyoçeşitlilik,
- Döngüsel ekonomi ve
- Kaynakların düzenli kullanımı yer almaktadır.
Proje ve varlıkların yeşil finansman kaynaklarına erişebilmesi ve tahvillerin “yeşil” olarak değerlendirilebilmesi için belirli standartlar bulunmaktadır. Bu standartlara uyumun gösterilmesi için uzman kurumlardan Second-Party Opinion (SPO) adı verilen ikincil görüşün alınması gerekmektedir.
Sürdürülebilir finans araçları ve uygulamaları, iklim krizinin getirdiği riskleri yönetmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu riskler, en genel anlamda 2 başlık altında toplanmaktadır:
- Küresel ısınmaya bağlı olarak değişen koşullardan (ekstrem hava koşulları vb.) ortaya çıkan fiziksel riskler.
- Regülasyonlar, teknolojiler ve tüketici tercihlerindeki değişimden kaynaklanan riskler.
Karbonsuz bir geleceğe ulaşma yolunda yeşil ekonomiye geçişe destek olan ESG kriterlerini daha yakından tanıyalım.
Sürdürülebilir Finans ve ESG Kriterleri
Sürdürülebilir finans ile yakından ilgili olan ESG kriterleri, sürdürülebilirlik kriterleri olarak da bilinmektedir. Şirketlerin bu kriterler açısından değerlendirilmesi ve performanslarının belirlenmesi sürdürülebilir bir ekonomik dönüşüm için yatırımcılara stratejik bir kılavuz sağlamaktadır.
Finansal alanda sürdürülebilirliğin öne çıkması çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki risklere bütüncül bir şekilde yaklaşılmasını sağlar. Böylece, kapsamlı bir risk yönetimi için gerekli olan yol haritası, ESG kriterleri sayesinde elde edilmiş olur. Azalan riskler, daha çevreci ve uzun vadede kârlılığı yüksek yatırımlara kapı açmaktadır.
ESG kriterleri, sürdürülebilir finans alanında iş dünyasına rehberlik ederek sermaye piyasalarının çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarıyla entegre edilmesini kolaylaştırmaktadır.
ESG kriterleri kapsamında performans ölçümü yapılması, firmalara sürdürülebilirlik performanslarını paydaşlarına gösterme fırsatı verirken yatırımcılara ise düşük riskli yatırımlara ulaşma imkânı sağlamaktadır.
Çevresel Kriterler
ESG’nin çevresel kriterleri aşağıdaki başlıkları içerir:
- İklim Değişikliği
- Doğal Sermaye
- Kirlilik ve Atık
- Çevresel Fırsatlar
Çevresel kriterler, şirketlerin çevreye olan yaklaşımına odaklanmaktadır. İklim değişikliği odaklı riskler, çevresel kriterlerin önemini her geçen gün artırmaktadır. Bu çerçevede, kurumsal anlamda çevresel etki yönetimi, ESG kriterleri kapsamında performansın yükselmesine sebep olmaktadır. Ayrıca, çevresel kriterler, iklim değişikliğinin etkileri ve bu etkileri engelleme ile yakından ilgilidir.
Çevresel etkilerin yönetilmesi için kurumsal karbon ayak izi hesaplamaları yapılması gerekmektedir. Unutmamak gerekir ki, kurumsal emisyonların içerisinde ürünlerin veya servislerin yaşam döngüsünde ortaya çıkan emisyonlar da yer almaktadır.
Sosyal Kriterler
ESG’nin sosyal kriterleri aşağıdaki başlıkları içerir:
- İnsan Kaynağı
- Ürün Sorumluluğu
- Muhalif Ortak
- Sosyal Fırsatlar
Sosyal kriterler, kurumsal firmaların sürdürülebilirlik politikalarının sosyal boyutunu kapsamaktadır. Bu boyut içerisinde, insan kaynaklarından tedarik süreç yönetimine kadar sosyal etki bırakılan geniş bir alan yer almaktadır. Bu alanı kapsayan bütüncül bir yaklaşım benimsemek, ESG kapsamında yüksek bir performans yakalanmasını sağlamaktadır.
Sosyal anlamda sürdürülebilirliği sağlayan firmalar; çalışanları, paydaşları ve ticari faaliyetlerin yer aldığı toplumu yakından etkileyerek değer yaratma fırsatını yakalamaktadır. Sahip olduğu insan kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmek, sosyal boyuttaki katkılarla ekonomik kalkınmayı desteklerken toplumsal anlamda fayda üretmek anlamına gelmektedir.
Yönetişim Kriterleri
ESG’nin yönetişim kriterleri aşağıdaki başlıkları içerir:
- Kurumsal Yönetim
- Kurumsal Davranışlar
Yönetişim kriterleri; kurumsal yönetim, iş etiği ve şeffaflık gibi kavramları ve bu alanlardaki uygulamaları içermektedir. Bu sayede firmaların sürdürülebilir kurumsal yönetim davranışlarını ne kadar benimsediği belirlenmektedir.
Markalarını geleceğe taşımak isteyen firmaların kurumsal kimliklerini; eşit, adil ve şeffaf prensipler üzerine inşa etmeleri gerekmektedir. Sürdürülebilir finansman kaynaklarından yararlanmak isteyen firmalar tüm ESG kriterlerini eş zamanlı olarak göz önünde bulundurmaktadır.