Tasarımın hayatımızın her alanında olduğunu fark ettiğimiz 21. yüzyılda kullanıcının ve pazarın tasarımdan bekledikleri de değişiyor. Yalnızca estetiği veya kullanışlılığı değil, artık bir ürünün yahut tasarımın doğayla ve gezegenle iletişimi de büyük önem arz ediyor. Bu noktada karşımıza sürdürülebilir tasarım ya da eko tasarım olarak adlandırılan günümüzün tasarım anlayışı çıkıyor.
Peki nedir bu sürdürülebilir tasarım?
Sürdürülebilir tasarım nedir bunun kısaca tarihine değinmek gerekirse, 1990’larda Eko Tasarım ve Yeşil Tasarım olarak adlandırılan sürdürülebilir tasarım anlayışı, şirketlerin üretim süreçlerine ilişkin çevresel etkilerini azaltmak için uygulayabilecekleri bir strateji olarak ortaya çıktı. Sürdürülebilir tasarım stratejisi, şirketleri daha doğa dostu hale getirmeyi hedeflemekle kalmıyor aynı zamanda eko-bilinçli olmanın giderek önem kazandığı uluslararası pazarda şirketlerin marka değerini ve rekabet gücünü de arttırıyordu.
Günümüzde sürdürülebilir tasarım olarak adlandırdığımız bu alandaki ilk çalışmalara Avrupa ve ABD’de 80’li yılların sonunda başlanmış olsa da ilk ciddi eko tasarım girişimi Hollanda’da gerçekleşmişti. 1994 senesinde Delft Teknoloji Üniversitesinin programı Design for Sustainability (Sürdürülebilirlik için Tasarım), kısaca D4S, ilk sürdürülebilir tasarım kılavuzu olan “Promise”’i yayımladı. Öyle ki bu kılavuz kendisinden sonra yayımlanacak dünyanın birçok yerindeki kılavuzlara öncü oldu. 1997’de ise Delft Teknoloji Üniversitesi, üzerinde UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) ile birlikte çalıştıkları “Eko tasarım: Sürdürülebilir Üretim ve Tüketime Ümit Vaadeden bir Yaklaşım”ı (Ecodesign: A Promising Approach to Sustainable Production and Consumption) yayımladı. Bu yayın sürdürülebilir tasarımın temel konseptlerini proje uzmanlarına, politika belirleyicilere ve program sorumlularına tanıtmış oldu. Kılavuz 2009 senesinde güncellenip geliştirilerek “Sürdürülebilirlik için Tasarım: Adım Adım bir Yaklaşım” (Design for Sustainability: A Step by Step Approach) olarak yayımlandı.
Hem Sürdürülebilir Hem Ekolojik Tasarım
Diğer birçok çevresel konsept gibi, sürdürülebilir tasarım da sosyal ve ekonomik unsurları gözetmeyi hedeflediği için yalnızca ekolojik tasarım olmanın ötesine geçti. Eko tasarım, geri dönüştürülmüş ürünler kullanmak, yenilenebilir enerji tüketimini tercih etmek ve ortaya çıkan atık miktarını azaltacak çözümler üretmek gibi daha doğrudan doğaya olan etki üzerinden bir çalışma yürütür. Ancak sürdürülebilir tasarım bunlara ek olarak bir kullanıcının ihtiyacını en sürdürülebilir şekilde karşılamayı önceliklendirir.
Sürdürülebilir bir tasarım, bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarından feragat etmesini gerektirmeyecek çözümler üretir. Bu bakış açısı aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma düşüncesinin de temelini oluşturur.
Hem ekolojik hem de sürdürülebilir olduğu gözden kaçamayacak bir örnek üzerinden gidecek olursak, “The Peepoo Bag” insan hayatını oldukça zora sokan bir soruna müdahale ediyor. Günümüzde dünya nüfusunun %40’ının basit sanitasyon ve tuvalete bile erişimi yok. Buna bağlı içme suyu kontaminasyonları sebebiyle ise her 15 saniyede bir bebek hayatını kaybediyor. Bu problem hem çok ciddi bir sosyal problem, hem de doğaya şiddetle zarar veren bir durum. Bu iki sorun nasıl hem gezegenin hem insanların kârlı çıkabileceği hem de ekonomik fayda getirebilecek bir biçimde çözümlenebilir? Bu sorunun cevabını sürdürülebilir tasarım ortaya koyuyor. İsveçli bir grup tarafından geliştirilen Peepoo Bag, aslında tek kullanımlık bir idrar ve dışkı toplama çantası. Bu biyoçözünür çantalar çift katmanlı ve ilk katmanındaki üre sayesinde içerisinde bulunan dışkının hızla çözünmesini sağlıyor. Çantanın kendisi de toprakta çözünebilir olduğu için içerisindeki çözünmüş biyolojik atıklarla beraber gübre olarak kullanılabiliyor. Yani sürdürülebilir bir tasarım hem gezegen hem de insan sağlığı için tehlike arz eden bir sorunu, kâr elde edilebilir bir şekilde çözmüş oluyor.
Sürdürülebilir Tasarımın Temel İlkeleri
Bu tasarım anlayışı ürünlerin yaşam döngüleri boyunca (üretim sürecinden dağıtıma, tüketimden bertarafa) ortaya çıkabilecek olumsuz etkileri önlemeyi hedeflerken ‘beşikten mezara’ felsefesiyle hareket eder.
Doğa Dostu Malzeme Seçimi
Çevreye duyarlı ürünler ve üretim süreçleri kullanmayı tercih etmek sürdürülebilir tasarımın en temel ilkelerindendir. Tekrar kullanılmaya uygun, dayanıklı malzemeler kullanmak sürdürülebilirliği sağlamak için oldukça kritiktir. Bazı örnek malzemeler kil, kâğıt, ahşap, kerpiç olabilir.
Verimli Enerji
Minimum tüketimle maksimum enerji kazanımı sağlayan sistemler sürdürülebilir tasarımın ilgi alanlarındandır. Hem enerji verimliliğini artırdığı hem doğa dostu olduğu hem de ekonomik kazanç sağladıkları için akıllı ev, akıllı aletler gibi sistemlerin geliştirilmesine büyük önem gösterilir.
Sürdürülebilir Şehirler
Enerji tasarrufu sağlayabilmek adına kompakt ve akıllı kent planlamalarını önceliklendirmek oldukça önemli. 18. yüzyılda nüfusun yalnızca %5’ini oluşturan kent nüfusu 4,4 milyarı geçerek günümüzde nüfusun %56’ya yakını oluşturuyor. Ekolojik yaşam ve sürdürülebilir tasarım anlayışının şehirlere entegre edilme süreci konutların, ortak kullanım alanlarının, işyeri ve hastanelerin birbirlerine yakın olacak biçimde tasarlanmasıyla hız kazanıyor. Enerji tüketimi azaltılmaya çalışılırken, karbondioksit salımı da düşürülmek isteniyor.
Doğa Dostu Ulaşım
Çevre kirliliği ne yazık ki ulaşım imkanlarının artmasıyla hızla daha da şiddetleniyor. Bu sebeple kitle taşımacılığının altını çizmek, toplu taşımayı teşvik edici ve yaygınlaştırıcı çözümler üretmek de sürdürülebilir tasarımın temel hedeflerinden biri haline geliyor. İlerleyen yıllarda yenilenebilir kaynaklarla çalışan araçların tasarımı ve üretiminin sürdürülebilir tasarım anlayışının öncelikleri haline gelmesi bekleniyor.
Gezegen Dostu Tasarımlar İnsan-Doğa İlişkisini Güçlendiriyor
Sürdürülebilir tasarım, adını aldığı sürdürülebilirlik konseptinin Üçlü Bilanço Sistemi (Triple Bottom Line) olan “Gezegen, Kâr ve İnsanlar”ı eş zamanlı gözetmesi beklenen bir tasarım anlayışıdır. Çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınmanın birbirinden ayrılamaz kapsamları olarak benimsenmişti. Bu bağlamda sürdürülebilir bir tasarımın hem gezegeninin sağlığını hem üzerinde yaşayan insanların refahını hem de tasarım çıktısının ekonomik kazançlılığını aynı anda gözetmesi beklenir denebilir.
İnsanın doğa ile etkileşim halinde olmaya başlayışı eski çağlara dayanıyor. Yüzyıllardır doğa ile beraber yaşamış olan insan yeşili içgüdüsel olarak tasarımlarının içine dahil ediyor olsa da sürdürülebilir tasarım anlayışı bu içgüdüsel etkileşimin ötesine geçiyor. Ekolojik sürdürülebilirliğin yanı sıra sosyal, ekonomik ve davranışsal sürdürülebilirlik de önem arz eder. Doğanın ve doğalın insanın ruh ve beden sağlığına iyi geldiği biliniyor. Doğal malzemelerle tasarlanmış bir alanda bulunmanın sağlığa iyi yönde etki ettiği araştırmalarca kanıtlandı. Bu nedenle insana doğa iyi gelirken, insanın da doğaya dost bir yaklaşım sergileyebilmesi için insan-doğa iletişimi kuvvetli olan bu tasarım anlayışı gelecekte daha da yaygınlaşabilir. Sürdürülebilir ve ekolojik tasarımlar hem verimlilikleri, çözüm odaklı oluşlarıyla hem de insanın güdülerine olan bağlılığını, doğa ile iletişimini yeniden kuvvetlendirmeleriyle öne çıkıyor. Gelecek nesillerin doğa ve gezegenle daha yakın ilişkiler kurmasına fırsat vererek, sürdürülebilir tasarım anlayışı daha yeşil, mutlu ve sağlıklı bir dünyaya olanak sağlayabilir.