Sürdürülebilir şehirler ve topluluklar, yaşam alanlarının güvenli ve sağlıklı bir şekilde planlandığı ve yönetildiği alanları ifade eder.
Yaşam alanlarını sürdürülebilir kılarak geleceğe doğru uzanan şehirler ve topluluklar inşa etmek için yapılması gereken birçok iyileştirme vardır.
Sürdürülebilir şehirler ve topluluklar ne anlama gelir, sürdürülebilir kalkınma ile ilişkisi nedir ve örnek uygulamaları nelerdir sorularının cevaplarını bu yazımızda bulabilirsiniz.
Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar: Tanım ve Özellikler
Sürdürülebilir şehirler ve topluluklar, günümüzün ve geleceğin ihtiyaçlarını en kapsamlı ve en etkili şekilde karşılayan yaşam alanları demektir. Bu şehirler ve topluluklar, sosyo-ekonomik gelişmeyi sağlarken aynı zamanda çevresel etkinin azaltıldığı yerleşim yerleridir.
Birleşmiş Milletler verisine göre 2007 yılından beri Dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşamaktadır. Küresel karbon emisyonlarının da büyük bir kısmına sebep olan bu şehirler ve topluluklar, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yeşil bir dönüşüme ihtiyaç duymaktadır.
Sürdürülebilir şehirlerin ve toplulukların özellikleri:
- Çevresel boyutta sürdürülebilir.
- Sosyal ve ekonomik risklere karşı dayanıklı.
- Kapsayıcı ve bütüncül yaklaşıma sahip.
- Üretkenlik ve refah alanlarında başarılı.
Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 11: Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar
Birleşmiş Milletler tarafından 2030’a kadar ulaşılması hedeflenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından (SKA) 11’incisi “Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar” olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu hedef çerçevesinde yaşam alanlarını ilgilendiren bazı alt kriterler mevcuttur:
- Güvenli ve erişilebilir konutlar sağlama.
- Gecekonduların dönüştürülmesi.
- Toplu taşımacılık yatırımları.
- Kamuya açık yeşil alanlar oluşturma.
- Düzenli kentsel planlama.
- Katılımcı ve kapsayıcı kentsel yönetim.
- Kentlerdeki olumsuz çevre etkilerinin azaltılması.
- Kültürel ve doğal mirasın korunması.
Bu kriterler, sürdürülebilir kalkınmanın geleceğe doğru uzanan bir şekilde şehir ve toplulukların inşa edilmesi ile olan yakın ilişkisini ortaya koymaktadır.
Semtrio danışmanlığında, şehirlerde SKA hedefleri ile uyumlu bir şekilde emisyon azaltarak Net Zero hedeflerini gerçekleştirmek mümkün.
Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar İçin Örnek Uygulamalar
Şehirlerde ve topluluklarda sürdürülebilirliğin anlamı ve kalkınma ile ilişkisinden bahsettik. Peki ama tüm bunlar yaşam alanlarındaki hangi uygulamalarla hayata geçirilebilir? Unutmamak gerekir ki, aşağıda listelenen örnek uygulamaları birbirleri ile bütüncül bir yapıda el almak gerekmektedir.
Sürdürülebilir şehirler ve topluluklar inşa edebilmek için bazı örnek uygulamalar:
Elektrikli Araçlar İçin Şarj İstasyonlarının Yaygınlaşması
Elektrikli araç kullanımı şarj istasyonlarının yetersiz düzeyde olmasından etkilenmektedir.
Fosil bazlı yakıt kullanımına dayanan araçların çevresel etkisi, sebep oldukları emisyonlar dolayısıyla yüksektir. Ulaşım sektöründeki karbondioksit (CO2) emisyonların büyük çoğunluğu kara yolu ulaşımından kaynaklanmaktadır. (kaynak: ourworldindata.org/co2-emissions-from-transport)
Bu oranın yüksekliği, araçların ve kullanılan yakıtların sürdürülebilir bir gelecek için önemini ortaya koymaktadır. Alternatif olarak geliştirilen elektrikli araçlar, fosil yakıt kullanımının azaltılması ve dolaylı olarak çevrenin korunmasını sağlamaktadır.
Şarj istasyonların yaygınlaşması elektrikli araçların daha rahat ve pratik bir şekilde kullanılmasına yol açacaktır ve bu sayede sürdürülebilir şehirler ve toplulukların inşa edilmesi kolaylaşacaktır.
Elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşması;
- Hava kirliliğinin azaltılması,
- Karbon emisyonlarının azaltılması ve
- Ulaşım altyapı harcamalarının daha sürdürülebilir yönetilmesi
gibi avantajlar sağlamaktadır.
Toplu Taşımanın Yaygınlaşması
Araçlarda fosil bazlı yakıt kullanımına paralel olarak bireysel araç kullanımı da şehirlerin ve toplulukların çevresel etkisini artırmaktadır.
Metro veya otobüs gibi toplu taşıma imkanlarının yaygınlaşması fosil yakıt kullanımını büyük oranda azaltmaktadır.
Toplu taşımaya ek olarak diğer araçsız ulaşım yöntemlerinin kolaylaştırılması gerekmektedir. Örneğin, bisiklet yolunun oluşturulması hem verimli hem de sağlıklı ulaşım pratiklerinin yaygın kullanıma destek olmaktadır. Bu sayede, şehirlerin ve toplulukların zamana karşı dayanıklılığı artacaktır.
En genel anlamda ulaşımın sürdürülebilir şehirler ve topluluklar için önemi:
- Emisyonların yoğunluğu.
- Trafik ve altyapı sorunları.
- Hava kirliliği.
Toplu taşımanın yaygınlaşması yukarıdaki alanlarda sunduğu çözümlerle öne çıkmaktadır. Yaşam alanlarının düzenlenmesi aşamasında toplu taşımanın dikkatli bir şekilde planlanması gerekmektedir.
Kamuya Açık Yeşil Alanların Çoğaltılması
Kamuya açık yeşil alanlar, sanılanın aksine sadece görsel olarak değerli bir özellik değildir. Bireylerin kolayca ulaşabildiği alanların varlığı şehirlerin sürdürülebilir bir tasarıma sahip olduğunu gösterir.
Parklar, bahçeler, ormanlar ve oyun alanları şehir hayatının kalitesini yükseltecek faydalar sağlar:
- Çeşitli aktivitelere kolay erişim fırsatı.
- Doğal düzenin ve ekosistemin korunması.
- Daha canlı ve yaşanabilir şehirler inşa edebilme.
Bu alanların varlığının yanı sıra erişiminin de toplumun her kesimine açık olması gerekmektedir. Böylece sürdürülebilir şehirler ve topluluklar için gerekli olan kapsayıcılık da sağlanmış olur.
Atık Yönetiminin Geliştirilmesi
Döngüsel ekonominin de temelinde bulunan atık yönetimi, kaynakların daha sorumlu kullanılması ile sonuçlanır.
Azalt – Yeniden Kullan – Geri Dönüştür: Bilinçli ham madde kullanımı ile ürün ve bileşenlerin tekrar değerlendirmesini ifade eden döngüsel bir süreç.
Bu döngüsel üretim ve tüketim modeli, başarılı bir atık yönetiminin temelini oluşturur. Sürdürülebilir şehirlerin ve toplulukların atık yönetimi alanında yenilikçi olması gerekmektedir.
Japonya’nın Kamikatsu kasabası sıfır atık hedefi kapsamında geliştirdiği yöntemlerle geri dönüşüm alanında başarılı bir örnek sunmaktadır. Kamikatsu kasabasında hem atıkların hem de emisyonları sıfırlanması hedeflenmektedir.
Yenilenebilir Enerji Kullanımı
Yenilenebilir veya tükenmeyen enerji, doğal olarak var olan ve kendi kendine yenilenen kaynaklardan elde edilen temiz enerji türüdür. Bu kaynaklardan üretilen enerji türlerinin kullanımı arttıkça çevresel etki de azalmaktadır.
Artan enerji ihtiyacının sınırsız kaynaklara karşılanması hem verimli hem de çevreci bir çözüm sunmaktadır. Şehir ve toplulukların sağlıklı bir şekilde enerji ihtiyacını karşılayabilmesi doğal kaynakların düzenli bir şekilde kullanılmasına bağlıdır.
Kaynakların verimli ve düzenli kullanılması sürdürülebilir şehirlerin ve toplumların ihtiyaçlarını sürekli olarak giderebilme yeteneklerine sahip olduklarını gösterir.
Kentsel Tarımın Desteklenmesi
Şehirler ve topluluklar büyüdükçe ilgili nüfusun temel besin ihtiyaçları da artmaktadır. Bu doğrultuda sürdürülebilirliğin sağlanması için ihtiyaçların sürekli ve verimli bir şekilde karşılanabilmesi gerekir.
Kentsel tarım bu ihtiyaca pratik bir çözüm sunmaktadır. Aynı zamanda, yerel ekonomide hareketlilik oluşmasını da destekler.
Gıda sektöründeki tedarik zincirini ve bu zincir boyunca meydana gelen çevresel etkinin, ürünlerin karbon ayak izini artırdığını unutmamak gerek. Bu da demek oluyor ki, tedarik zinciri kısaldıkça karbon ayak izi de azalır.
Kentsel tarım sayesinde yerel ürünlere taze ve çevresel etki en aza indirgenmiş bir şekilde ulaşılabilir.
Yeşil Binaların Yaygınlaşması
Yeşil binalar, enerji kullanımının ve çevresel etkinin az olduğu binaları ifade eder. Yeşil ve sürdürülebilir binalar, yaşam alanlarının kalitesini artırır.
Bu binalar, LEEC ve BREEAM gibi uluslararası geçerlilikteki sertifikasyonlara sahiptir.
Yeşil binaların sürdürülebilir şehirlere ve topluluklara sağladığı avantajlar:
- Enerji tasarrufu sağlanması.
- Çevre kirliliğinin azaltılması.
- Kaynak verimliliği elde edilmesi